YABANCI YATIRIMCILAR AÇISINDAN VERGİ VE PRİM YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE FAYDALANILABİLECEK TEŞVİKLER HAKKINDA KISA BİR BİLGİLENDİRME

I-GİRİŞ:

 

Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi vatandaşları ve Türkiye’de yatırım yapan yabancılardan devletin vergilendirme yetkisi gereği çeşitli konularda harç, resim, prim, vergi gibi bazı maddi yükümlülükler talep etmektedir.

 

Gerek gerçek gerek tüzel kişi olarak ticari faaliyette bulunan herkes bu yükümlülüklere uymak zorunda olup uymama halinde ise cezai ve idari yaptırımlarla karşı karşıya kalmaktadır.

 

Özellikle yabancı yatırımcılar açısından, yatırım yapılacak ülkedeki yasal ve güncel uygulamalar konusunda doğru bilgi sahibi olmak ve risklerini buna göre değerlendirmek önem arz etmektedir.

 

II- İŞLETMELERİN ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU GENEL VERGİ VE PRİMLER İLE YAPILMASI GEREKEN GENEL BİLDİRİMLER:

 

Vergiler genel olarak şu şekildedir;

 

  • Katma Değer Vergisi: Her işletmenin aylık olarak KDV beyannamesi verme yükümlülüğü vardır. Katma Değer Vergisi bir tüketim vergisidir ve yapılacak olan işlemler üzerinden hesaplandıktan sonra faturada belirtilir. KDV oranı prensipte %18’dir.

 

  • Gelir Vergisi: Gelir vergisi gerçek kişilerin gelirlerini vergilendirmektedir. Yıllık gelir vergisi beyannamesi yalnızca gelir vergisi mükellefleri tarafından verilmektedir. Şahıs işletmeleri de dolayısıyla gelir vergisi mükellefidir. Yıllık gelir vergisi beyannamesinde hesaplanan vergi, artan oranlı dilime göre hesaplanır. Bu dilim %15’ten başlayarak %35’e kadar çıkar. Ancak gerçek kişi yabancıların gelirlerini Türkiye’de değil vatandaşı oldukları ülkede de beyan edebilme seçenekleri bulunmaktadır. Bu durumda vatandaşı olunan ülkeyle karşılıklı uluslararası anlaşmaların da değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

  • Kurumlar Vergisi: Sermaye şirketleri ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sayılan diğer tüzel kişi ve kurumlar tarafından ödenen bu verginin konusu kurumun kazançlarıdır. Kurum kazancı ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır. Kurumlar vergisi oranı sermaye şirketlerinde %22’dir. Şirketler kurumlar vergisi beyannamesi ile yıllık kâr ve zararlarını beyan ederler.

 

  • Damga Vergisi: Kişilerin ya da kurumların kendi arasında yaptığı her türlü sözleşmenin sonucunda ortaya çıkan ve devlet tarafından kesilen vergiye damga vergisi adı verilir. Bir işletme kira sözleşmesi gibi birçok sözleşme yaptığı sırada damga vergisi söz konusu olur. İki kişi arasında yapılan sözleşmelerde, her iki taraf da vergi sorumlusu iken, kurum ve kişi arasında yapılan sözleşmelerde bu verginin ödenmesinde sorumlu olan taraf kişilerdir.

 

  • Gümrük Vergisi: Dış ticaret yapan iki veya daha fazla ülke arasında ve hizmetlerin ülkeye girişlerinde o ülke ekonomisinin aldığı vergidir. Dolayısıyla uluslararası ticarete ilişkin işlemlerde, ihraç edilen herhangi bir ürün nedeniyle Türkiye’de gümrük işlemlerini tamamlayarak ürünleri millileştirmek için de vergi verilmesi gerekmektedir.

 

  • Çevre Ve Temizlik Vergisi: Belediye sınırları içinde bulunan tüm konut, iş yeri ve diğer yapıları kullananların ödemekle yükümlü olduğu bir vergi türüdür. İş yeri sahiplerinin her yıl iki taksit şeklinde belediyeye ödeme yapması gerekir. Kanunda belirtilen bazı kurumlar bu vergiden muaf tutulur.

 

  • İlan Ve Reklam Vergisi: Vergiye tabi ilan ve reklamlarda, ilan ve reklam işinin mükellefçe yapılması halinde ilan veya reklam işinin yapılmasından önce mükellef tarafından, ilan ve reklam işinin bu işi mutad meslek olarak ifa edenler tarafından yapılması halinde ilan ve reklam işini yapanlarca verilecek beyanname üzerine, tarh ve tahakkuk ettirilir. İlan ve reklam vergisi, beyanname verme süresi içinde ödenir.

 

Ticari işletmeler açısından verilmesi zorunlu beyannameler şu şekildedir;

 

  • Muhtasar Beyanname: Hem şahıs işletmeleri hem de şirketler vergi kesintisi yapmaya sorumlu tutuldukları işlemler için muhtasar beyanname vermek zorundadır. İşverenler, çalışanlarına ödedikleri ücretler üzerinden %15 oranından başlayan gelir vergisi kesintisini, kira ödemeleri üzerinden yapacakları %20 oranındaki gelir vergisi kesintisini ve muhasebe, avukatlık gibi serbest meslek hizmetleri için ödedikleri bedeller üzerinden %20 oranındaki gelir vergisi kesintisini muhtasar beyanname ile aylık ya da üç aylık periyotlarda beyan etmek zorundadırlar. On kişiden az işçi çalıştıran işyerleri vergi dairesini bilgilendirmek şartıyla üç ayda bir muhtasar beyanname verebilirler.

 

  • Geçici Vergi Beyannamesi: İşletmeler mali karlarını ve zararlarını geçici vergi beyannamesi ile üçer aylık dönemlerle beyan etmek durumundadır. Geçici vergi beyannamesi üzerinde kâr beyan edilmesi halinde ödenen vergiler yıllık gelir veya kurumlar vergisinden indirilir.

 

  • BA ve BS formları: BA ve BS formları bir beyanname değil bildirim türüdür. Aylık olarak beyan edilir. Beyanın konusuna KDV hariç 5.000 TL’yi aşan alım ve satımlar girer. İlgili aya ilişkin bildirimler sıradaki ayın son gününe dek yapılır. Bu bildirime ait herhangi bir ödeme söz konusu olmaz.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılacak bildirimler ve ödenecek primler açısından ise genel durum şu şekildedir;

 

  • Sosyal güvenlik sistemlerine yapılan ödemelere prim denir. Bu sistem Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yönetilmekte olup çalışanların ve işverenlerin devlet tarafından sağlanan sağlık hizmetlerinden faydalanmasını ve emeklilik hak edişlerini sağlayan bir sistemdir. Bu prime SGK primi de denilmektedir. SGK priminin bir kısmı çalışan bir kısmı ise işveren tarafından ödenmektedir. Sözleşmeli çalışanları çalıştıran işverenler, her bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç çalışılan ayı takip eden ay/dönemin sonuna kadar kuruma ödemekle yükümlüdür. İşveren prim katkı payı %22,5+2 çalışan payı ise %7,5 oranındadır. Bu şekilde aylık ücretin toplam %32’si tutarında bir ödeme de prim ücreti olarak devlete ödenmektedir.

 

  • Sigortalı işçi çalıştırmaya başlayan yeni kurulmuş işyerleri, işveren işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihe kadar kuruma vermekle (e-sigorta olarak göndermekle) yükümlüdür. Sözleşme ile işyerinde çalışan personel açısından sigortalılığın başlangıcının bildirimi ise sigortalıları işe başlamadan en geç bir gün öncesine kadar e-sigorta yoluyla yapılmalıdır. Bunun yanı sıra çalışan sigortalıların da çalışmaya başladıktan sonra en geç bir ay içerisinden bu durumu kuruma bildirmeleri gerekmektedir. Sigortalı işe giriş bildirgesi dışında, başka biçimlerde yapılan bildirimler geçerli sayılmaz. Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının sigortalılıkları, yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri tarihte başlar ve bu tarih şirket yetkililerince on beş gün içinde kuruma bildirilir. Limited şirket ortaklarının sigortalılıkları ise şirketin ticaret siciline tescil edildiği tarihte başlar ve bu tarih ticaret sicil memurluklarınca on beş gün içinde kuruma bildirilir. İşten çıkış, izin ve rapor alınan dönemler ile görevden ayrılma gibi işlemlerin de yine aynı şekilde e-sigorta yoluyla kuruma bildirilmesi gerekmektedir.

 

III- YABANCI YATIRIMLAR AÇISINDAN UYGULANAN TEŞVİKLER:

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemelerle TC vatandaşları ve Türkiye’de yatırım yapmayı amaçlayan yabancıların belirtilen şartlara uygun yatırımları açısından yukarıda anılan vergi ve prim yükümlülüklerinin tamamen kaldırılması ya da oransal olarak indirimlerin yapılması ve yatırım yeri desteği sağlama şeklinde bazı teşvikler uygulanmaktadır.

 

Bu teşvikler dönemsel olarak ülkemizin ekonomik ve sosyokültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre çeşitlenmekte ve değişebilmektedir.

 

2020 yılı itibariyle aşağıdaki şekilde özetlenebilecek yatırım teşviklerinden bahsetmek mümkündür;

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın stratejik yatırım olarak kabul ettiği yatırımlar açısından ciddi nitelikte teşvikler açıklanmıştır. Stratejik yatırım tanımı için dört temel kriter aranmaktadır. Bunlar; Sabit yatırım tutarının 50 Milyon Türk Lirasının üzerinde olması, yatırım konusu ürünle ilgili yurtiçi toplam üretim kapasitesinin ithalattan az olması, belge konusu yatırımla sağlanacak katma değerin asgari %40 olması ve yatırım konusu ürünle ilgili olarak son bir yıl içerisinde gerçekleşen toplam ithalat tutarının 50 Milyon ABD Dolarının üzerinde olmasıdır. Bu yatırımlar açısından KDV ve gümrük vergisi muafiyeti bulunmakta olup yedi yıl süreyle sözleşmeli çalışanlar açısından işveren prim desteği de sağlanmaktadır. Yatırım yeri ise devlet tarafından tahsis edilmektedir. Belli bir oranın üzerindeki yatırımlarda ise KDV iadesi sağlanmaktadır.

 

Stratejik yatırım dışında, asgari bir yatırım tutarı olmak kaydıyla, bölgesel yatırım teşvikleri de belirlenmiştir. Türkiye’de yatırım yapılacak bölgeleri ekonomik ve sosyokültürel ihtiyaçlara göre ayırarak bazı bölgesel destekler uygulanmaktadır. Detaylı kurumlar vergisi ve sigorta prim destekleri bölgelerin yatırım ihtiyaçlarına göre ayrı oranlarda uygulanmakla birlikte, KDV ve gümrük vergisi istisnası tüm bölgeler açısından uygulanmaktadır. Vergisel anlamda, makine ve teçhizat için KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti, inşaat harcamaları için KDV iadesi, yatırıma katkı oranına ulaşıncaya kadar vergi indirimi; İstihdam desteği açısından ise, yatırımla sağlanan ilave istihdama uygulanmak üzere asgari ücrete tekabül eden kısım için sigorta primi işveren hissesi desteği, sigorta primi (işçi hissesi) desteği ve gelir vergisi stopajı desteği şeklindedir. Bununla birlikte yatırım yeri tahsisi ve kredi destekleri de sağlanmaktadır.

 

Madencilik ve maden arama yatırımları, demiryolu, denizyolu veya havayolu ile taşımacılık yatırımları, belirli turizm konaklama yatırımları, eğitim yatırımları, savunma sanayi yatırımları, belirli nitelikteki otomotiv ana ve yan sanayi yatırımları, OECD teknoloji yoğunluk tanımına göre yüksek teknolojili ürünlerin (ilaç, elektronik, tıbbi cihaz ve ölçüm cihazları, hava ve uzay taşıtları) üretimine yönelik yatırımlar, yenilenebilir enerji üretimine yönelik türbin ve jeneratör imalatı ile rüzgar türbini kanadı imalatı yatırımları, AR-GE neticesinde elde edilen ürünlere yönelik yatırımlar, belirli nitelikteki otomasyona dayalı sera ve entegre büyükbaş hayvancılık yatırımları ile asgari 5 milyon TL tutarındaki atık geri kazanım ve/veya bertaraf tesisi yatırımları ise öncelikli yatırım alanları olarak belirlenmiştir. Bu konularda yapılacak yatırımlara bölgesel sınırlama olmadan diğer alanlara oranla prim, vergi desteğinde yüksek oranlarda teşvik uygulanmakta ve daha uygun yatırım kredisi imkanları tanınmaktadır.

 

Önümüzdeki dönemde kanunlaşması değerlendirilen anahtar teslim fabrika sağlanması, danışmanlık desteği ve yatırım kredisinin yanı sıra işletme kredisi desteği sağlanması da gündemdedir.

 

Yabancı yatırımcılar açısından taşınmaz ediniminin kolaylaştırıldığı ve taşınmazların kira gelirleri ve satış bedelleri üzerinden ödenecek vergiler açısından zaman ve miktar yönünden sınırlandırma getirerek destek sağlandığı da görülmektedir. Yabancılar Türkiye’de oturma ve çalışma izni alarak veya taşınmaz edinerek, belli tutarlarda yatırım yaparak vatandaşlık hakkı da kazanmaktadır.

 

Türkiye yer altı ve yer üstü kaynaklarının yanı sıra ticari anlamda coğrafi ve ekonomik avantajları ile de yabancı yatırımcılar tarafından tercih edilmekte olup bu yatırımların yukarıda bir kısmı belirtilen teşviklerle, günümüzde ve gelecekte kolaylaştırılması ve arttırılması amaçlanmaktadır.

 

Av. İlayda Takbak